Emel Çölgeçen Röportaj "Geleceği görmek hem armağan hem de ceza"
Star TV’nin yeni polisiye dizisi "Zeliha’nın Gözleri" bu akşam saat 22.00’de ilk bölümüyle ekranlarınızda olacak.
Dizide, rüyalarında geleceği gören bir anne olarak karşımıza çıkacak olan başrol oyuncusu Emel Çölgeçen, medyumluğu ’hem armağan hem de ceza’ sözleriyle özetliyor.
Öncelikle yeni diziniz hayırlı olsun. Canlandırdığınız Zeliha karakterinden bahsederek başlayalım...
- Teşekkür ederim. Ben dizide Zeliha isimli iki çocuk annesi bir kadını canlandırıyorum. Zeliha, anne ve babasını altı yaşındayken bir trafik kazasında kaybetmiş ve halası tarafından büyütülmüş. Evlenmeden önce üniversitede okuyormuş ama kocasıyla tanışınca okulu bırakmış. Yıllar içinde iki çocuğu olmuş. Sonra kocası çalışmak için Kazakistan’a gitmiş, bir daha da dönmemiş. Halası da ölünce iki çocuğuyla hayatta yapayalnız kalmış. Zeliha’nın en önemli özelliği medyum olması. Rüyalarında geleceği görüyor.
Bu projeye sizi çeken şey neydi?
- Senaryoyu ilk okuduğumda yüreğim sıkıştı! Bir solukta bitirdim ve o an "Ben bu projede yer almak istiyorum" dedim. Birinci bölüm bir sinema filmi havasında. Tabi her şey sadece senaryoyla bitmiyor, bir projeye evet demek için kadro da çok önemli. Bizim kadromuz da mükemmel. Diziyi sesli çekiyoruz ama oyuncuların hepsi çok iyi olduğu için hiç problem yaşamıyoruz.
Bir medyumu oynamak sizi zorluyor mu?
- Zeliha’ya hayat vermek benim için çok zor ama bir o kadar da keyifli oldu. Bir oyuncu ya da bir insan olarak medyumu anlamak hiç kolay değilmiş. Çok araştırma yaptım ve anladım ki bu özellik hem bir armağan hem de bir tür ceza. Zaten Zeliha da rüyalarıyla başa çıkamayan bir karakter. İlk olarak annesi ve babasının öleceğini görüp buna engel olamamış. Yani daha altı yaşındayken büyük bir travma yaşamış. Hayatı çok zor. Rüyalar her zaman olacak kötü şeyleri haber veriyor ama engel olmanın yolunu göstermiyor.
Gerçek hayatta da Zeliha gibi olacakları önceden görmeyi ister miydiniz?
- Zor bir soru... Geleceği görebilmek insanoğluna her zaman çekici gelmiştir. Falcılara gideriz, tarot kartlarına bakarız, günlük burçlarımızı okuruz... Bu taraftan bakınca gerçekten müthiş bir şey gibi görünebilir ama araştırdığım kadarıyla medyumlar kendileri için hiçbir şey yapamıyorlar. Mesela piyango oynayamazlar çünkü o tip şeyleri göremezler. Sadece çevrelerindeki insanlara yardımcı olabilirler. Zeliha’nın rüyaları normal bir insan psikolojisinin kaldırabileceği türden değil. Acı ve ölüm var rüyalarında, bu çok yorucu ve ağır bir yük. Ben Emel olarak böyle rüyalar görmek istemem açıkçası. Ayrıca hayat acı tatlı sürprizlerle dolu. Bunların sürpriz kalması her zaman daha eğlenceli.
Peki sadece bir kez geleceği görecek olsaydınız en çok neyi görmek isterdiniz?
- Şu an en çok dizinin ilk bölümünü merak ediyorum. İlk bölümü izleyeceğimiz anı iple çekiyorum.
En son olarak neler söylemek isterdiniz?
- Türkiye’de ilk kez bu tür bir polisiye yapılıyor ve biz çok çabalıyoruz. Zor bir işe soyunduk ve keyifle çalıştık. Belki de bir öncü olur Zeliha’nın Gözleri ve severek izlediğimiz yabancı diziler gibi zor ama keyifli projeler yapılmaya başlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder